Bir gezme, tozma ve etkinlik blogusu.

14 Aralık 2010 Salı

Hmmm... Hot coffee time...

Rose kahvesini üfleye üfleye içiyormuş;

Bodrum'da Del ile beraber kalırken, her şeyimizi kupalardan içiyorduk. Su, kola, çay, kahve, ne geçerse elimize. Benim çok sevdiğim bir tane vardı. Hiçbir süper özelliği yok, sadece üstünde çok şapşal bir çizim var ve "Hmmm... hot coffee time" yazıyor. Ama niyeyse çok seviyordum o kupayı. Hep onu kullandım. Bir gü kırılırsa üzülürüm, hassas dönemimdeysem oturur ağlarım bile =(

Aşağıdaki çizimde, benim anımsadığım kadarıyla bir çizimini görüyorsunuz kupanın üstündeki şeyin. Del o an çekemeyecek gibiydi kupanın fotoğrafını ben de çizdim.


Ama sonra çektik! Bakalım ne kadar tutturmuşum =D


Eh, azıcık ucundan tutmuş =D

Öyle işte.

Yağmurlu ve soğuk bir kış gecesinde ihtiyacım olan yegane şeyler; dostum, sevgilim, sıcak kahve ve radyoda jazz.


Del kahvesini bitirmiş radyoya parça seçiyormuş;

Hmmm... Hot coffee time. Baby, it's cold outside...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder